Ordan BurdanYaşam

Marilyn Monroe’nun Kitaplığında Neler Vardı?

1962 yılının Ağustos ayında öldüğünde Marilyn Monroe, arka­sında dört yüzden fazla kitaptan oluşan saygın bir kitaplık da bıraktı. Peki ardında bıraktığı bu kütüphanesinde hangi kitaplar vardı?

Marilyn Monroe’nun Kitaplığında Neler Vardı?

Kitaplara şöyle bir göz gezdirildiğinde ilk dikkati çeken, Marilyn Monroe’nun büyük bir D.H. Lawrence hayranı olduğu. Romanlara olan ilgisi, listede yer alan Ralph Ellison’ın Görülmeyen Adam\, Hemingway’in Güneş de Doğar ve Dostoyevski’nin birçok romanıyla da belli oluyor.

Bunun yanında hiç çocuğu olmayan ve bunun için duyduğu üzüntüyü de daha önce dile getiren Marilyn Monroe’nun kitaplı­ğında Dr. Spock’m Baby and Child Care’i gibi çocuk bakım kitapları da göze çarpıyor. İşte Marilyn Monroe’nun kütüphanesinde bulunan kitaplar…

1. Kamelyalı Kadın – Alexandre Dumas

Alexander Dumas - Kamelyalı Kadın
Kamelyalı Kadın

Konusu: Gerçek bir aşkın dokunaklı ve yürek burkucu hikâyesi… Hukukçu Mösyö Armand Duval’in yolu bir gün kamelyalarıyla ünlenmiş Matmazel Marguerite Gautier ile kesişir. Armand’ın kendi halinde bir hukukçu, Marguerite’in ise çiçeklerine sıradan bir ailenin bir aylık geçim kaynağını sarf edebilecek derecede sefahat içinde bir kadın oluşu, bu iki gencin birbirlerine ilgi duymalarını engellemez. Başından geçen onca şeye rağmen masumiyetini kaybetmeyen Marguerite, Armand Duval sayesinde hayatında ilk defa şefkati tanıyacak, karşılık beklemeden sevmenin ve sevilmenin güzelliğini tadacaktır.

Kamelyalı Kadın’ın dokunaklı öyküsü o kadar çok sevilmiş ve ilgi görmüştür ki, birçok kez filme aktarılmış, tiyatro, bale ve opera olarak sahnelenmiştir.

2. Venedik’te Ölüm – Thomas Mann

Thomas Mann - Venedik'te Ölüm
Venedik’te Ölüm

Konusu: 20. yüzyılın en büyük Alman romancısı Thomas Mann’ın yazarlık yaşamında, Buddenbrooklar, Büyülü Dağ ve Doktor Faustus gibi büyük romanların yanı sıra Venedik’te Ölüm’ün de benzersiz bir yeri vardır. 1929’da Nobel Edebiyat Ödü­lü’ne değer görülen Mann, I. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde yayınlanan Venedik’te Ölüm adlı bu uzun öyküsünde, ‘sanatçının trajik çıkmazı’nı işler: Yorucu bir çalışmanın ardından gerilimlerinden kurtulmak için Venedik’e giden ünlü yazar Aschenbach, genç Polonyalı Tadzio’nun olağanüstü güzelliği karşısında büyülenir. Salgın hastalık kenti sarınca da, tutkularına yenilerek ölüm isteğine teslim olur. Aşk ve ölüm simgeleri, Mann’ın yazarlık yaşamında bir dönemi kapayan bu yapıtın derin duyarlılığının temel öğelerini oluşturur. Güzellik, belki de sanat, yaşamı yok edici bir işlev yüklenir. Luchino Visconti’nin sinemaya da uyarladığı bu ölümsüz romanı, Behçet Necatigil’in ölümsüz çevirisiyle sunuyoruz.

3. Güneş de Doğar  – Ernest Hemingway

 

Ernest Hemingway
Güneş de Doğar

Konusu: Aşklarındaki, yaşamlarındaki düş kırıklıklarını eğlenerek, bohem hayatı yaşayarak ve başka mutluluklar arayarak unutmaya çalışan insanları anlatan Hemingway, yaşamı, ister av, ister savaş alanında, isterse arenada, düş kırıklıklarıyla dolu bir savaş gibi algılar. Yaşadıklarına gözlemlerini de katınca her biri ötekinden güzel, inandırıcı ve dünyanın dört bir yanındaki okuyucuya seslenen dev yapıtlar ortaya çıkar.

4. Nana – Emile Zola

Emile Zola
Nana

Konusu: Emile Zola, birbirini izleyen yirmi roman yazmış, bunlarla bir ailenin doğal ve toplumsal tarihini ortaya koyan büyük bir bütün oluşturmuştu. Yazarın unutulmaz romanlarından biri olan Nana, yirmi kitaplık bu bütünün içinde tek başına da büyük ilgiyle okunabilmektedir. Nana’da bir orospuyu anlatır Emile Zola. İlk bölümde Nana’nın bir tiyatro oyuncusu olarak yükselişi, ikinci bölümde ise bir orospu olarak düşüşü sergilenir. 1880 yılında ilk basımı 55 bin yapılan bu dev roman, bir gün içinde tükenmiş, bütün Fransa’da büyük olaylar uyandırmıştı. Eleştirmenlerin bir kesimi romanı göklere çıkarırken, bir kesimi de yerin dibine batırmıştı. Roman, baştan sona erkek tutkularının bir şiiri, roman kahramanı Nana ise, yalnızca başarılı bir orospu değil, aynı zamanda insanüstü cinselliğin de bir simgesidir. Beyaz perdeye de, sahneye de uyarlanan bu romanın başkişisi Nana’yı, en yetenekli oyuncular bile romandaki Nana gibi canlandıramamışlardır. Bunun nedeni, Nana’nın, gerçek ve mit, orospu ve canavar, kadın ve tanrıça olarak, benzersiz bir edebiyat yaratısı olmasıdır.

5. Hz. Musa ve Tektanrıcılık – Sigmund Freud

Sigmund Freud
Hz. Musa ve Tektanrıcılık

Konusu: “Yahudilik, Baba’nın diniydi; Hristiyanlık, Oğul’un dini oldu.” Sigmund Freud, öldüğü yıl (1939) yayımlanan bu son yapıtında, bir din antropolojisi temellendirme işine girişiyor. Psikanalizin kurucusu, Firavun Akhenaton döneminde gerçekleşen dinsel ve estetik ‘Devrim’ sırasında, Mısır’da ortaya çıkan Tektanrıcılığın kökenlerini irdeliyor -ve Musa’nın, dolayısıyla da Yahudiliğin kökenleri üzerine yepyeni bir kuram oluşturuyor. Doğallıkta, öteki Tektanrıcı dinlere de göndermeler yapmayı göz ardı etmeden.
‘Musa ve Tektanrıcılık’, Freud’un, bir ulus’un psikanalitik çözümlemesini, tıpkı daha önce birey’in psikanalizinde olduğu gibi, derin bir kavrayış gücüyle gerçekleştirdiğini gösteriyor.

6. Kırmızı ve Siyah – Stendhal

Stendhal
Kırmızı ve Siyah

Konusu: Stendhal, Henri Beyle Fransız olduğu kadar dünya edebiyatının da en büyük, en güçlü gerçekçi yazarlarındandır. Stendhal, duygusallık akımının etkin olduğu bir dönemde yaşamış olmasıyla birlikte, açık ve yalın anlatımıyla gerçekçi romanlar vermiştir. Yazarının adıyla anılan romanlar içinde ‘Kırmızı ve Siyah’ ayrı bir yer tutar. Bu ünlü roman için tanınmış İngiliz yazarı Somerset Maugham şöyle demektedir: ‘Kırmızı ve Siyah, bir aşkın, gittikçe büyüyen bir aşkın hikayesidir… Korkuları, duraksamaları, ateşli tutkusuyla, usta elinden çıkmıştır… Onu okumak eşsiz bir yaşantıdır.’

7. The Poems and Fairy-Tales – Oscar Wilde

Oscar Wilde
The Poems and Fairy-Tales

8. Alice Harikalar Diyarında – Lewis Carroll

Lewis Carroll
Alice Harikalar Diyarında

Konusu: Alice Harikalar Diyarında, yazıldığı tarihten bu yana geçen yüz elli yılı aşkın süre boyunca, edebiyatın eşsiz eserlerinden biri olma özelliğini hep korudu. Hem çocuk hem de yetişkin edebiyatında önemli bir yere sahip olan bu kitap, hayal gücü zenginliğiyle küçük okurlara büyülü bir dünya sunarken, yetişkinler için bu büyüsünü içerdiği sembollerin anlam derinliğiyle gösterdi. Adının edebiyat tarihine altın harflerle yazılmasına yol açan eserleri kadar, matematikçi ve mantıkçı kimliğiyle de tanınan Lewis Carroll’un Alice Harikalar Diyarında kurgusu, metne serpiştirilmiş bilmecelerle okuru da kitabın bir kahramanı kılar.

Alice Harikalar Diyarında hem çocuklar hem de macera dolu naif çocukluğunu özleyen ve yıllara meydan okuyan bir mantık labirentinde kendine sorular sormaktan çekinmeyecek okurlar için Modern Klasikler Dizisi’nde yerini alıyor.

9. Soneler – William Shakespeare

William Shakespeare
Soneler

Konusu: İlk kez 1609 yılında topluca basılan 154 sone, denebilir ki, İngilizcenin en ünlü şiir dizisidir. Dünya edebiyatının en güzel örnekleri arasında yer alan bu şiirlerde, sevgi, kuşku, özlem, ihanet, kıskançlık, umut, hayal kırıklığı, karamsarlık, suç ve günah, sevgili önünde benliğin değersizliği, sevgi uğrunda her acıya katlanma, ölüm karşısında korku duygulu ve lirik bir sesle dile getirilmiştir.

10. Metafizik – Aristoteles

Aristoteles
Metafizik

Konusu: Metafizik, felsefe tarihinin en büyük filozoflarından biri olan, hatta kimilerine göre tartışmasız en büyüğü olan Aristoteles’in en önemli, ve hem içeriği hem düzeni hem de edisyonları bakımından en çok tartışılmış metnidir. İlkeler, nedenler, varlık, varolan gibi felsefenin en temel meselelerini araştıran bu eser, klasik dönemden günümüze kadar, filozofların ve diğer araştırmacıların başvuru kaynakları arasında ilk sırada gelir. Bu yeni baskıda Yunanca ve Türkçe, çift dilli bir basımla sunulan Metafizik artık sadece filozoflar ya da felsefeciler için değil filologlar ya da dilbilimciler için de eşsiz bir referans çalışma.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu