İngiliz kraliyet ailesinin geliniyken yaşadıklarıyla, sürekli gündeme gelen ve vefatının ardından halkın Prensesi unvanını alan Prenses Diana, Kraliçe 2. Elizabeth’in ölümünün ardından tekrardan gündeme geldi. Zorlu saray kuralları, Prens Charles ile olan yorucu evliliği ve Kraliçe 2. Elizabeth’in kayınvalide baskısına daha fazla dayanamayan Prenses Diana tüm sisteme karşı savaşsa da bu mücadelesi fazla uzun sürememiştir. Paris’te 1997 yılında gerçekleşen gizemli ölümünün sır perdesi ise 25 yıldır gizli tutulmaktadır.
Hayatına dair birçok sır perdesi olan Prenses Diana’nın, zorlu saray şartları ve kayınvalide baskısının yanı sıra bir de sır gibi saklanan bir hastalığı olduğu bilinmektedir. Prens Charles ile nişanlılık döneminde başlayan ve tüm yaşamı boyunca mücadele verdiği hastalığı evlilik hayatını kötü yönde etkilemiştir. O dönemlerde Prens Charles’ın bir söylemiyle sağlığından olan Prenses Diana’nın hastalığı neydi?
Bulimia nervoza ya da bir diğer adıyla yeme bozukluğu; ciddi ve potansiyel olarak hayati risklere yol açabilecek bir yeme bozukluğudur. Prens Charles ile nişanlı olduğu dönemde haytanın en güzel günlerini yaşayan Prenses Diana; nişanlısının bir söylemiyle hayati risk taşıyan ve bulimia olarak bilinen yeme bozukluğu hastalığına yakalanmıştır.
Prenses Diana’nın ölümünün ardından ortaya çıkan ses kayıtlarında, nişanlı oldukları dönemde Prens Charles’ın Prenses Diana’ya; “biraz şişmanladın galiba” söylemi üzerine hızla kilo vermeye başlayan Prenses, bunun önünü alamamış ve sonunda Bulimia nervoza hastalığına yakalanmıştır.